Anaokulu, okulöncesi yaştaki çocuklara oyun ve eğitimin iç içe verildiği kuruluştur. Yaygın olarak bu okullara 3-6 yaş arasındaki çocuklar alınır. Anaokulları çocukların bedensel, duygusal ve toplumsal gelişimlerinde, bilgi ve becerilerini geliştirmede önemli rol oynar. Çocuğun güven duygusunu pekiştirerek, kişiliğinin oluşumuna katkıda bulunur.
Anaokulu programı
Anaokullarında günde en az 2,5 saatlik bir program uygulanır. Okulların çoğunun programında, öğle yemeği ve öğle uykusu da yer alır. Eğitim programları çocukların gelişme düzeyine uygun bir biçimde belirlenir. Bir öğretmen en çok 25 çocuktan oluşan bir grupla ilgilenir.
Anaokulunda belirli bir program çerçevesinde müzik dinlemek, şarkı ya da oyun öğrenmek, açık hava gezintileri yapmak gibi etkinlikler yürütülür. Kum havuzu oyunları, kaydırak, tırmanma, bilmece oyunları ve resimli kitaplara bakma türünden etkinliklerde ise daha esnek bir yol izlenir. Anaokullarında çocukların zekâ ve yaratıcılığını geliştiren çeşitli oyun gereçleri kullanılır. Bu gereçlerin belli başlıları değişik biçimli tahta parçaları, çeşitli boyalar, kâğıt, kil, renkli macun, kum, su, bebek evi, yapboz kutuları, sayıları öğrenmek için boncuklar, çubuklar ve değişik kılıklara bürünmek için giysilerdir.
Okulöncesi eğitimin tarihi
Küçük çocuklar için okullar ilk kez 18. yüzyılda Fransa’da, 19. yüzyılın başlarında da İngiltere ve İtalya‘da açıldı. Ancak bu okullar, okul çağındaki çocukların eğitildiği öbür okullardan pek farklı değildi. Bu okullarda dinsel eğitime, alfabenin ve gündelik ev işlerinin öğretilmesine ağırlık veriliyor, oyuna çok az zaman ayrılıyordu.
İngiltere‘de küçük çocuklar için okullar açma düşüncesini ilk kez, bir sosyal reformcu olan Robert Owen hayata geçirdi. 1816‘da İskoçya‘nın New Lanark kentinde açtığı okulda, çocuklara ilginç etkinliklerde bulunabilecekleri, sağlıklı bir ortam sağlamayı amaçlamıştı. Alman eğitimci Friedrich Froebel 1841’de, “çocuk bahçesi” anlamına gelen ilk kindergarten’i kurdu. Froebel, bu okulun çocukların oyun aracılığıyla kendilerini geliştirebilecekleri ve dış dünyayı öğrenebilecekleri bir yer olacağını düşünmüştü.
Okulöncesi eğitimin önemi üzerinde duran ünlü adlardan biri de, 1907‘de İtalya‘da ilk çocuk evini açan doktor Maria Montessori‘dir. Montessori, çocukları öğretim adına sıkı disiplin kuralları içine hapsetmek yerine, neyi ne zaman öğreneceklerini çocukların kendi kararına bırakmanın daha doğru olduğunu savundu.
ABD‘de anaokulları ilk kez yükseköğretim kurumları ve araştırma merkezleri tarafından çocuk gelişimi konusunda araştırmalar yapmak amacıyla kuruldu. 1930‘daki ekonomik bunalım sırasında ise federal hükümetler işsiz öğretmenlere iş olanağı yaratmak üzere yeni anaokulları açtılar.
Günümüzde anaokulları
Günümüzde pek çok ülkede yoksul ailelerin çocukları ya da zihinsel ve bedensel özürlü çocuklar için devlet desteğiyle açılmış anaokulları vardır. Normal okulöncesi eğitim için kurulmuş anaokulları da pek çok ülkede yaygındır. Ama okulöncesi eğitim değişik ülkelerde farklı biçimlerde uygulanır. İsveç’te 3 ay – 5 yaş arası çocuklar kreşe alınır. Türkiye’de 0-3 yaş arası çocuklar kreşlere, 3-6 yaş arasındaki çocuklar anaokuluna kabul edilir. ABD’de çocuk yuvalarına 2-5 yaş arası çocuklar gider. ABD’de beş yaşındaki çocukların yüzde 60’ı, dört yaşındakilerin ise yüzde 40’ı anaokuluna gitmektedir.
Leave A Comment